Sıkça Sorulanlar

Türk Medeni Kanunu’na uygun ve genel olarak şunu söyleyebiliriz; evlilik birliği 2002 yılından sonra kurulmuş ve taraflar aralarında hiçbir mal rejimi belirlemişlerse yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ve evlilik birliğinden sonra edinilmiş ortak mallar yarı yarıya bölünerek paylaştırılır. Ancak eşler aralarında herhangi bir mal rejimi belirlemişlerse mal paylaşımı bu rejime göre yapılır.

Türk Medeni Kanunu’na göre Boşanma Davası, eşlerden birinin ikamet ettiği yerdeki veyahut son 6 aydır birlikte yaşadıkları yerdeki aile mahkemelerinde, o yerde Aile Mahkemesi yoksa Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk mahkemelerinde açılır.

Avukatla takip edilen Boşanma davalarında avukatlık ücreti,bulunulan yer barosunun tavsiye edilen ücret tarifesine göre belirlenebilmekle birlikte avukattan avukata göre değişen bir husus olduğu için net cevap verebilmek mümkün değil.Avukatsız takip edilen boşanma davalarında her dava için yapılması zorunlu olan bir gider zaten vardır ancak her davanın kendine has özelliğine göre değişen ve yatırılması gereken avansta Boşanma davası aşamasında oluşabilecek masraflardandır.

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davalarında dava süreci devam ederken ortak mallarla ilgili bir Mal Kaçırma Tehlikesi varsa bu durumdan korunmak için mallara tedbir konulup tapuya şerh düşülebilir.

Hukukumuza göre boşanma davasını; davaya konu olmuş meseleye göre kusursuz, daha az kusurlu veyahut tam kusurlu olmamak kaydıyla kusurlu kişi açabilir.

Bizlere, boşanma sürecinde çok sorulan sorulardan biri de ‘bu dava ne kadar sürer? avukat hanım/bey’ oluyor.Bu soruya net bir cevap verememek ile birlikte takribi bir cevap verebilmek mümkün.Şöyle ki Çekişmeli bir boşanma davası için; davayı açmak için yazılan bir dava dilekçesinin mahkemeye sunulması, gerekli harç ve avansların yatırılması ile süreç başlamaktadır.Karşı tarafın vereceği veyahut vermeyeceği cevap dilekçesine göre yaklaşık bir dilekçeler teatisi süreci düşünülmelidir.Karşı taraf cevap dilekçesi verirse, davayı açan tarafın 2 hafta içinde Cevaba cevap dilekçesi vermesi, tekrar davalı tarafın 2 hafta içinde ikinci cevap dilekçesi vermesi düşünüldüğünde yaklaşık 6 haftalık bir süreç sonrasında dava açılmaktadır.Tahkikat sürecinde tarafların sunacakları delillerin incelenmesi, mahkeme tarafından çeşitli kurumlara yazılan yazıların cevaplarının beklenmesi, karar aşamasına gelinmesi ve mahkemelerimizin iş yükü düşünüldüğünde 5 aydan daha az sürmesi maalesef mümkün görünmemektedir.

Anlaşmalı Bir boşanma davası; her iki tarafın her hususta anlaştığı ve buna uygun olarak protokol hazırlanıp mahkemeye sunulduğu bu dava için davanın açılması protokolün mahkemeye sunulması ve mahkemenin karar vermesi süreçleri ve mahkemelerin iş yükü düşünüldüğünde en fazla 2 ay gibi bir süre alacaktır.

Her boşanma davasının içeriğine göre değişmek ile birlikte,dava açarken belirli durumlar için (mesela tanık dinletecekseniz,her bir tanık için küçük bir meblağ olmak üzere veyahut bilirkişi ücreti) yargılama giderlerini yapmak gereklidir.

Ancak bilinmelidir ki davayı açıp masrafları karşılayan taraf,dava sonunda haklı( kusursuz) çıktığı takdirde,yaptığı masrafların tamamını geri alabilir. Yargılama giderleri kusurlu tarafın üzerinde kalır.

Hukumuzda avukat tutma zorunluluğu yoktur.Ancak boşanma davası bir hukuk davasıdır.Dolayısıyla ciddi anlamda uzmanlık bilgisi gerektirir. Kanunun emrettiği herhangi bir surenin kaçırılması telafisi olmayacak bir hakkın kaybına sebep olabilir veyahut kusursuzluğumuzu kanıtlayabilecek güçte ve kanuna uygun delil toplamak, süresinde mahkemeye beyan etmek ve izah etmek sanıldığı kadar basit bir usul değildir. Biz avukatlar olarak müvekkillerimize şunu söylemek zorundayız; hukuki mesele ne olursa olsun o işin uzmanı olan avukatlara danışmakta veyahut onlardan yardım almakta mutlak surette fayda görüyoruz.

Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu’na göre koşullar oluştuğunda çocuklara tedbir nafakası(iştirak nafakası), yardım nafakası, eş için ise; tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilebilir.Velayet ise annenin sosyal ekonomik durumu ile babanın sosyal ekonomik durumu,çocuğun yaşı ve üstün yararı gözetilerek yalnız anneye, yalnız babaya verilebilir veyahut ortak velayete hükmedilebilir.

Özen ve dikkat yükümlülüğüne uygun davranmayarak, kanunda suç sayılan fiilin öngörülmeden gerçekleşmesine Taksir denir. Kanunda açıkça belirtilmiş taksirli olarak işlenmiş fiiller yine kanunda belirtilen şekilde cezalandırılır. Taksirli suçlar ikiye ayrılır:

  • Basit taksir
  • Bilinçli taksir

Yabancı ülkedeki bir mahkeme tarafından verilmiş olan kararın Türk mahkemeleri tarafından da tanınabilmesi için muhakkak tanıma tenfiz davası açılması icap edecektir.